Kardeşlik Hukuku
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun, umulur ki rahmete erersiniz. Hucurat Suresi – 10.Ayet
Mümin, Mümin’in ancak kardeşidir. Bunun dışında bir konumlama asla ve kat’a kabul edilemez.
Peki kardeş olmak nedir ve neyi gerektirir?
Buyurun vahiy aracılığıyla madde madde kardeşlik hukukunu okuyalım;
- Mümin, Müminin ancak kardeşidir.1
- Kardeşliğin en önemli gerekliliği, hukuka riayettir.1
- Kardeşlik hukukunun temeli, takva yani Allah’tan sakınmaktır.1
- Müminler, sımsıkı kenetlenip duran binalar gibidir.2
- Müminler, bir vücudun organları gibidir, birinin rahatsızlığı hepsinin rahatsızlığıdır.3
- Mümin, Mümin’e karşı alçak gönüllüdür.4
- Mümin için kardeşinin kişiliği, malı ve canı dokunulmazdır.5
- Mümin, kardeşini küçük göremez.5
- Mümin, kardeşine ihanet etmez, yalanlamaz, yalnız ve yardımsız bırakmaz.5
- Mümin, kardeşine yardım eder, kolaylık sağlar, ayıbını örter.6
- Mümin, kardeşinin üzerine iş yapmaz.7
- Mümin, kardeşine nasihat eder.8
- Mümin, kendi için istediğini kardeşi için de ister ve bunu imani bir mesele olarak görür.9
Ancak hayatın doğal akışı içerisinde şeytanların fısıltıları, insanların kuruntuları, fitneler ve benzeri durumlar nedeniyle kardeşlik yara alabilir.
Bu tip durumlarda madde 1 hatırlanmalı ve kardeşlerin arası ıslah edilmelidir.
Unutulmamalıdır ki;
Müminler arasında kardeşlik dışında bir ihtimal yoktur.
* اَللّٰهُمَّ أَلِّفْ بَيْنَ قُلُوبِنَا وَأَصْلِحْ ذَاتَ بَيْنِنَا وَاهْدِنَا سُبُلَ السَّلاَمِ
Allah’ım! Kalplerimizi birleştir. Aramızı düzelt ve bizi selamete ilet. (Ebu Dâvûd, Salât 182)
- “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun, umulur ki rahmete erersiniz.” Hucurat Suresi – 10.Ayet
- Ebû Mûsâ el-Eş’arî رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre, Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.”
Resulullah ﷺ bunu açıklamak için, iki elinin parmaklarını birbiri arasına geçirerek kenetledi. (Buhârî, Salât 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 18; Nesâî, Zekât 67) - Numân b. Beşîr رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre Resulullah ﷺ şöyle buyurmuştur:
“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu rahatsızlığı hisseden bir bedene benzer. “
(M6586 Müslim, Birr, 66; B6011 Buhârî, Edeb, 27) - “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” Maide Suresi – 54.Ayet
- Ebû Hüreyre رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre Resulullah ﷺ şöyle buyurmuştur:
“Müslüman Müslümanın kardeşidir; ona ihanet etmez, onu yalanlamaz, onu yalnız ve yardımsız bırakmaz. Her Müslümanın kişiliği, malı, canı diğer Müslümanlar nezdinde saygındır, dokunulmazdır. Takva da işte buradadır. Bir kimseye kötülük olarak, Müslüman kardeşini küçük görmesi yeter. “
(T1927 Tirmizî, Birr, 18)
İbn Ömer رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre Resulullah ﷺ şöyle buyurmuştur:
“Müslüman, Müslümanın (din) kardeşidir. Müslüman, kardeşine zulmetmez ve onu haksızlık edenin eline bırakmaz. Her kim, Müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını giderirse, Allah da ona yardım eder. Her kim, Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah buna karşılık onun kıyametteki sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir Müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter. “
(B2442 Buhârî, Mezâlim, 3; M6578 Müslim, Birr, 58) - Ebû Hureyre رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre, Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Bir kimse, bir Müminden dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet gününde o mü’minin sıkıntılarından birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık gösterir. Bir kimse, bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve ahiretteki ayıplarını örter. Mümin kul, din kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da o kulun yardımındadır. Bir kimse ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir cemaat, Allah Teâlâ’nın evlerinden bir evde toplanıp Allah Teâlâ’nın kitabını okur ve onu aralarında müzakere eder, anlayıp kavramaya çalışırlarsa, üzerilerine sekinet iner ve kendilerini rahmet kaplar. Melekler onları kuşatırlar, Allah Teâlâ da onları kendi nezdinde bulunanların arasında anar. Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.”
Müslim, Zikr 38. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 17
Yine Enes رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre Resulullah ﷺ :
“Zalim de olsa, mazlum da olsa, mümin kardeşine yardım et, buyurdu. Ashâbdan biri: –Yâ Resûlallah, mazlum olana yardım ederim, fakat zalime nasıl yardım edebilirim, dedi. Resûlullah: –zalimi de zulüm yapmaktan alıkoyarsın veya engellersin işte bu ona yardımdır, buyurdu.“
(B6952 Buhârî, İkrâh, 7) - Ukbe İbni Âmir رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre, Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Mü’min mü’minin kardeşidir. Hiçbir mü’mine kardeşinin satışı üzerine satış yapması helâl olmaz. Kardeşinin dünür gönderdiği kadına, o kimse vazgeçinceye kadar dünür göndermesi de helâl olmaz.”
Müslim, Nikâh 56 - Ebû Hüreyre رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre Resulullah ﷺ şöyle buyurmuştur:
“Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı vardır. Bunlar; selâm almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye iştirak etmek, davete icabet etmek, aksırana yerhamükâllah (Allah sana rahmetiyle sağlık ve afiyet versin.) demektir. Müslim’in diğer bir rivayetinde, Resûlullah şöyle buyurmuştur: Müslümanın Müslüman üzerinde altı hakkı vardır. Karşılaştığın zaman ona selâm ver, davet edilirsen git, nasihat isterse nasihat et, aksırır da Allah’a hamd ederse sen de ona “yerhamükâllah (Allah sana rahmetiyle sağlık ve afiyet versin.)” de, hastalandığında ziyaret et, vefatında cenazesine katıl.”
(M5651 Müslim, Selâm, 5) - Enes رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre Resulullah ﷺ şöyle buyurmuştur.
“Sizden biri, kendisi için istediği bir şeyi, kardeşi için de istemedikçe, iman etmiş olmaz.”
(B13 Buhârî, Îmân, 7; M170 Müslim, Îmân, 71)
Ebû Hureyre رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ‘ dan rivayet edildiğine göre, Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”
Müslim, Îmân 93. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Tirmizî, İsti‘zân 1; İbni Mâce, Mukaddime 6, Edeb 11