Müslüman Coğrafyanın Hastalığı; Vehn
İlkokula başladığımız yıllarda arkadaşlarla hep beraber ortamıza bir dünya haritasını açar, birimiz ülkelerden birisinin ismini söyler, diğerlerimizde ülkenin yerini ilk önce bulmaya çalışırdı. İşte ilk o yıllarda başlayan harita sevdamız daha sonraları da sahabe dönemi İslam coğrafyası, Selçuklu ve Osmanlı dönemi haritaları olarak devam etti. O bakımdan hala ara ara dünya haritalarını açar, seyre dalarım.
Bugün bu seyre sizleri de güncel bir dünya haritası ve o haritanın ahvalini 1400 sene önceden haber veren bir hadisi paylaşmak ile dahil etmek istiyorum. Buyrunuz;

Libya, Sudan, Mısır, Somali, Sudan,Yemen, Suriye, Irak, Afganistan, Myammar, Doğu Türkistan, Filistin bunlar bizim topraklarımızda sıcak çatışmanın yıllardır sürdüğü ve müslümanların bizzat kafirler tarafından katledildiği coğrafyalardır.
Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Pakistan, Çeçenistan, Lübnan vb ülkelerde de terör ve başka yöntemlerle müslümanların kafirler tarafından ezildiği coğrafyalardır.
Peki kalan ülkeler?
Onlarda iç çatışmalar, ekonomi ve yönetim sömürüleri ile dolaylı yoldan ezilmektedir.
Bütün bu coğrafyalarda biz Müslümanlara bu zulümleri Amerika, Rusya, İsrail, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri, Çin, Hindistan gibi dünyada başka din ve ırklara sahip milletler yapmaktadır. Hatta aralarında da ortak anlaşmalar ile birbirlerine bazı coğrafyaları sunmakta, ortak hareket edip birbirlerine zarar vermemeye gayret göstermektedirler.
Peki bu gayri müslim ülkeler, Müslüman ülkeleri sayısal zayıflıklarından ötürü mü kolayca ezmektedirler?
Bilakis resmi rakamlara göre 2 milyarlık bir nüfus ile dünyanın çeyreğini müslümanlar oluşturmakta iken, gayri resmi rakamlara göre dünyanın en büyük oluşumudurlar.
Peki Müslümanlar bu kalabalığa rağmen neden selin önündeki çer çöp gibi zayıftırlar?
Bu soruya belki de yüzlerce sayfada anca cevap veririz. Çünkü bu olaya sosyolojik, siyasi, tarihi, ekonomik vb yüzlerce pencereden bakabilir ve binlerce neden sayabiliriz. Bunların ekserisi de kendi perspektifinde doğrudur.
Peki biz bütün bunlara teker teker eğilip, çözülmesi imkansız bir bilmecenin içerisine düşüp kaybolup gidecek miyiz?
Yoksa bütün bunları bir birine bağlayan ana nedeni mi araştıracağız?
Neyse lafı çok uzatmadan, sizleri susması konuşmasından uzun süren, bugünkü 2 milyarlık nüfusun ilki olan, vahiy tarafından denetlenen, her sözü doğru olan sözün sahibine bırakalım. Onun sözünden sonrada hiç bir laf söylemeden yazıyı bitirelim. Belki birileri anlar, anlayanlardan birileri harekete geçer, harekete geçenlerden birileri bir ihya reçetesi hazırlar, birileri o reçeteyi uygular birileri sabreder ve feda edilmesi gereken herşeyi feda eder, Allah (cc) da onlara yardım eder. Bizleri Aziz, kafirleri zelil kılar. Amin.
Resulullah (ﷺ) şöyle buyurdu;
“Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) biribirlerini davet edecekler.”
Birisi: “Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi.
Resulullah (ﷺ) , “Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çörçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak.” buyurdu.
Yine bir adam: “Vehn nedir ya Rasûlullah?” diye sorunca:
“Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir.” buyurdu.¹
- (bk. Ebu Davud, Melahim, 5)
عن أبي عبد السلام ، عن ثوبان ، قال قال رسول الله -صلى الله عليه وسلم ” يوشك الأمم أن تداعى عليكم كما تداعى الأكلة إلى قصعتها ” ، فقال قائل : ومن قلة نحن يومئذ ؟ قال : ” بل أنتم يومئذ كثير ، ولكنكم غثاء كغثاء السيل ، ولينزعن الله من صدور عدوكم المهابة منكم وليقذفن في قلوبكم الوهن ” ، فقال قائل : يا رسول الله وما الوهن ؟ قال : ” حب الدنيا ، وكراهية الموت ” .